YÖRELERE GÖRE TAKI MİRASI
Takı mirası, medeniyetler beşiği, ilk altın para ve ilk altın takının doğduğu Anadolu’da bin yıllardır yaşamla içiçedir.
Binlerce yıldır olduğu gibi günümüzde de usta çırak ilişkisiyle hafızalardan ellere yansıyarak gelecek nesillere aktarılmaya devam etmektedir. Bkz. Anadolu Takı Mirası
Cebe
Bugün geçmişlerinden gelen tarihi zenginlik ve kullandıkları işleme teknikleri bakımından önemli kuyum merkezlerinden birisi Eskişehir’dir. Cebe, yerleşimi MÖ. 4000 e uzanan efsaneler diyarı Eskişehir’de ilk göze çarpan tekniktir.
Sivrihisar ilçesi ile birlikte anılan cebenin temelini altın teller oluşturur ve takı, halı dokur gibi tezgahlarda örülür.
Kentin bir diğer klasiği İsa ve 12 havarisine gönderme olarak 12 incide üretilen ‘incili küpe’dir.
Pıtpıt
Hitit’lerden günümüze kraliçe ve hanımefendilere takı üreten Ankara- Beypazarı yöresinin karakteristik kuyum tekniği ‘pıtpıt’ dır.
20. yüzyılın ikinci yarısından beri bu yörede sıkça uygulanan telkari, özellikle minik çiçeklere benzeyen pıtpıtlar ile birlikte uygulanır.
Hasır örgü
Anadolu topraklarında kuyumculuk babadan oğula aktarılan bir meslek olmasına rağmen Trabzon yöresinin dünyaca ünlü hasır bilezik, gerdanlık ve kemerler saç örülür gibi şekillendirilirken örgü aşamasında ürüne erkek eli değmez. Erkekler örgü işleminden sonra devreye girerek kilit ve kaynak işlerini yaparlar.
Trabzon hasır örgüsü, iğne yardımıyla 22 ayar altın ya da gümüş tellere ilmek atmak suretiyle yapılır. Hasırın arka yüzündeki ek yerleri birleştirilip, ‘kalem işi’ ile süslenen ve ‘başlık’ adı verilen kilitleri takılır.
Trabzon’da hasır örgünün yanı sıra, telkari ve savat tekniklerinin de güzel örneklerini görmek mümkündür.
Kazaz
Yine Trabzon’da tığ, çıkrık, sarmaçka vb. gibi gereçler kullanılarak ince gümüş telle yapılan toplar şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Tel bir çubuk üzerine teller sarılarak ince şeritler oluşturulmakta ve böylece hasır örgüden meydana getirilen şeritler çeşitli yollarla dolandırılarak farklı boyut ve biçimlerde iki ve üç boyutlu toplar yapılmaktadır.
Oltu Taşı,
Kuyumculuk tekniklerinde Türk-İslam uygarlığının etkisi görülen Erzurum kuyumculuğunun gelişmesinde Oltu taşının önemi büyüktür. Oltu taşı, Erzurum’da 19.yy.dan bu yana ziynet eşyası yapımında kullanılır. (Oltu taşı hk. bkz.)
Kakma, Tel Kakma
Kakma Erzurum’da çok kullanılan bir teknik olup, madeni eserler üzerinde delikler ya da yivler açılıp başka bir madenle renk kontrastı yaratılarak desen oluşturulur.
Tel kakma ise oltu taşı üzerine uygulanır.
Kaşlı Burma
Erzurumda Kaşlı burma, burma bileziklerin ‘kaş’ denilen kilit kısmının, çiçek, kuş gibi motiflerle süslenmiş şeklidir.
Mevlana Bileziği
Mevlana başlığı biçiminde sikkelerle bezenen yüzük, küpe ve kolyeler Konya’da en çok görülen modellerden biridir. Mevlana bileziği ise kalın ve ince tellerin örülmesiyle oluşturulur.
Telkari
Telkari sanatının Anadolu’daki üssü Mardin’in Midyat ilçesidir. Telkari yapımında, kalınca çekilmiş gümüş teller istenilen biçimi vermek üzere kesilir, kıvrılır ve birbirine lehimlenir. Ana iskeletin içi daha ince tellerle doldurularak kaynak yapılır. İstenirse ürün minik küre, top vb. ile süslenir.
Gümüş plakaların birbirine iliştirilmesiyle oluşturulan kemerlerde kabartmalı bitki motifleri ve geometrik desenler kullanılmıştır. Bu kemerlerde kakma tekniği uygulanarak yerleştirilmiş değerli taşlar da görülür.
Günümüzde telkari çalışmalarla ilgi çeken diğer merkezler Diyarbakır, Trabzon’dur. Beypazarı daha çok takı ağırlıklı örnekleriyle dikkat çeker.
Hasırişi
Bu güne kadar gelebilen ender sanatlardan hasır örme sanatının en güzel örnekleri Gaziantep yöresinde ve Osmanlı döneminde üne kavuşan Diyarbakır yöresinde görülür.
Her iki yörede de telkariden savata bir çok teknik uygulanır. Diyarbakır yöresi ayrıca, halka halinde tellerden oluşan çiçek motifli zincir ve bu zincirden sarkan kürelerle çok zarif görünümlü gerdanlıklarıyla dikkat çeker.
Aynı zamanda altınla da yapılan bu iş Trabzon’da da başarıyla uygulanır. Evlerde gümüş ya da altınla örülen şeritler, çarşıda bilezik, kemer, kolye ve küpe biçimine dönüştürülmektedir. Hasır işinin bir ev sanatı olarak uygulandığı merkez Akçaabat’tır.
Alınan siparişe göre ya 950 ayar gümüş telle ya da 22 ayar altın telle çalışılır. Halk arasında çifte olarak isimlendirilen bir tür biz-cımbız ve örülen hasırı dövmek için şimşirden yapılan döveç kullanılır.
Hasır şeritler altı açık elips şeklinde, U formunda bükülmüş tellerin üzeri sarılarak yapılır. Yan yana sıralanan elips sıraları diagonal bir sistemle sarılarak birbirine bağlanır. Çok sert olan bu örülmüş şerit iş bitince dövülür. Dövülen şerit yumuşar ve ‘kol’ aralarında noktalardan oluşan dikey sıralar belirir. Kol kelimesi örgü şeritlerinde sıra karşılığına gelmektedir. Diagonal örgü ile bu örgü sıraları hasır bezemeyi meydana getirmektedir.
Ahıtma / Akıtma
Akıtma bilezik ve kolyeler, takılarının tarihçesinin neolitik ve Tunç çağlarına kadar uzandığı Şanlıurfa’nın takı klasiğidir.
Maraş Burması
Maraş’ta , Maraş burması, yıldızlı ve koruklu bilezikler, Türkmen saç aksesuarlarından esinlenerek yapılan kolyelerde Türkmen aşiretlerinin etkisi görülür.
|