|
|
EBRU
Eski zamanlarda, başlı başına bir sanat olarak değil daha çok kitap sanatlarının bütünleyici bir unsuru olan ebru, kıvamlı suyun üzerine gül dalı ve at kılından yapılan fırçalar yardımıyla sığır ödü ilave edilerek ayarlanmış, suda erimez boyaların, serpilip kağıda alınmasıyla oluşan kağıt bezeme sanatıdır.
Ebru, kitap sanatlarının bir şubesi olarak gelişmiş, kendisine bazen bir murakkada yazı pervazı, bazen bir mushaf ın cilt yan kağıdı bazen de bir hat levhasının etrafında iç ve dış pervaz olarak yer bulmuştur.
Ebru kitap ciltlerinin ön kapaklarında cilt yerine sıklıkla kullanılmıştır. Bu tarz ciltlere 'çehar-guşe cilt' denmiştir. Kullanılan ebruların üzerine varak altın serpiştirilerek 'zelefşanlı ebru', hatip ebrularının dış sınırlarına altın kontur çekilerek 'tahrirli ebrular' yapılmıştır.
Tarihi gelişimi
17. yy da Avrupa’ya geçene kadar batıda Türk kağıdı adıyla bilinen ebru sanatının merkezi tarih boyunca İstanbul olmuştur.
Başlangıcı kesinlikle bilinemese de bu sanatın ortaya çıkışıyla ilgili değişik görüşler ileri sürülür. Bu görüşler delil ve kaynak göstermekten oldukça uzaktır.
Elimizdeki en eski tarihli ebru Topkapı Sarayı ‘nda bulunan Arifi’nin 1539/40 tarihli Guy-ı Cevgan adlı eseridir. Bu eserin her yaprağının kenarları ebruludur.
Bilinen ikinci en eski eser Uğur Derman’ın şahsi kolleksiyonunda bulunan 1544 tarihli ta’lik kıta, Malik Deylemi tarafından yazılmıştır. Her iki eserde üzerindeki tarihten dolayı güvenilebilecek birer kaynaktır.
Ebru ve ebruculuk'la ilgili ilk belge Tertib-i Risale-i Ebri adında 1608 tarihli yazma eserde karşımıza çıkar. Bu eserin Şebek isimli yazarı tarihimizde adı bilinen en eski ebrucu özelliğini taşır. Ebrunun nasıl yapıldığı konusundaki bilgileri içeren bu yazma eserdeki hemen hemen bütün teknikler aynı şekilde halen kullanılmaktadır.
1778 yılında çıkan yangında ebrularını kurtarmaya çalışırken ölen Ayasofya hatibi Mehmet Efendi adını bildiğimiz ikinci ebrucumuzdur. Özellikle hatip ebrularının mucidi olduğu bilinir.
Yüzyılın başında bilinen birkaç ustası kalan ebruculuk başta Necmettin Okyay tarafından ebruya çiçek motiflerinin de eklemesi ve oğullarından başka Mustafa Düzgünman’ı (1920-1990) yetiştirmesiyle Türk ebruculuk sanatında bir yükselmenin zeminini hazırlamıştır. Ebrucu Mustafa Düzgünman özellikle çiçekli ebruların ıslahını sağlamış ayrıca günümüze önemli ebrucu lar yetiştirmiştir.
Batılı kaynaklarda Türk ebruculuğu ile ilgili 18.yy a ait kaynaklar bulunmaktadır. Türk kağıdı, Türk mermer kağıdı gibi adlarla anılan ebrular, taraklı, bülbül yuvası, battal ebru gibi türleri ihtiva etmekte, bunlar Fransız, İtalyan ya da İspanyol ebrusu olarak adlandırılmaktadır.
Matbaanın Osmanlıda yaygınlaşmasıyla ebruculukta bir duraklama evresine girmiş, Türk ebruculuğu bu dönemde birkaç ebrucunun üstün gayretleriyle yok olmaktan kurtulmuştur.
Eskiden bir kağıt boyama sanatı olan Türk ebru sanatı, günümüzde geçmişinden gelen birikimlerle en üst zirvesine oturmuş, klasik sanatlarımızın en önemlilerinden biri olmuştur. Artık kumaş ahşap, porselen, cam vb malzemeler üzerine de uygulanmaktadır.
Çiçekli ve akkase formlarının 20. yy başlarında gelişmeye başlaması ve modern resim anlayışındaki soyut resim zevkinin gelişmesi ile kitap ve yazı albümlerinden duvarlara taşınarak bir plastik sanat hüviyetine bürünmüştür.
Malzemeler
Su yüzeyinde yapılan bir sanat olan ebru da akla gelen ilk malzeme içine suyun konulduğu teknedir. Kıvam arttırıcılar üzerinde çalışılacak sıvının yoğunlaştırılması için kullanılır. Tarih boyunca kıvam arttırıcı olarak kitre, salep, ayva çekirdeği, keten tohumu, denizkadayıfı, hilbe (boytohumu) kullanıldığı bilinir. Ebru yapımında kıvamı arttırılmış suyun üzerinde boyaların dibe çökmeden yayılmasını sağlamak amacıyla yüzey aktif bir madde olan sığır ödü kullanılır. Türk ebrusunda kullanılan boyalar suda erimeyen yağ veya bir başka yüzey aktif madde içermeyen saf pigment boyalardır. Türk ebrusunun diğer su üzeri sanatlardan şekil itibarıyle ayrılmasını sağlayan en önemli malzeme fırçadır. Geleneksel ebrumuzda fırça atın kuyruk kılının, esnekliğinden dolayı gül dalına elle bağlanarak üretilir. Ebruda emiciliği olan her kağıt kullanılır. Yardımcı malzeme olarak boya ayarlarını yapmak, çiçekli ve hatip tarzı damlalara hareket vermeye yarayan biz, karıştırmak için spatül, boyalara su katmaya yarayan suluk, boyaya öd damlatmak için damlalık, taraklı ebru yapabilmek için tarak denilen sık çakılmış iğneli çıtalar, kavanoz ve kağıt peçete kullanılır.
Yapım tekniği
Ebru için en ideal ortam tozsuz, rutubetsiz,18 C ısı % 50-60 bağıl nem değerinde olandır. Renklerin gerçek değerlerinde görünmeleri için ortam öğle güneşi ışığı sağlayacak ampullerle aydınlatılır. Ebruda bütün ayarlar göz kararıdır, ebrucu yapa yapa miktarı tesbit eder.
Ebru Çeşitleri
Battal ebru, Bütün geleneksel ebru formların temeli olan ilk ve en önemli formun adıdır. Boyaların fırçadan döküldüğü şekliyle kaldığı bu formda ebrucunun ikinci bir müdahalesi yoktur. Diğer bütün ebru formları aslında battal ebrunun türevleridir.
Gel-git ebru, biz ile yüzeyde gidip gelinerek, zigzag hareketlerle şekil verilerek oluşturulur. Kontrast renkler tercih edilir.
Şal ebru, enine boyuna ya da verevine yapılmış gel-git ebrunun geniş aralıklarla ve son yapılan gel-git ebrunun ters yönünde s çizilerek dengeli bir biçimde hareketin dağıtılmasıyla oluşan ebru tarzıdır.
Bülbül yuvası ebru, battal ebrunun içinden dışa doğru yan yana helezonik daireler çizilmesiyle yapılan ebru tarzıdır.
Taraklı ebru, dikine yapılmış gel-git ebrunun ince çıtalara tutturulmuş iğneler yardımıyla, son yapılan gel-gitin aksi yönde çizilmesiyle ortaya çıkmaktadır.
Kumlu-kılçıklı ebru, daha çok hat levhalarının etraflarında iç pervaz olarak kullanılan bir ebru cinsidir. Su miktarı az olan boyaların, koyu kıvamlı bir teknede yüzeye sürekli damlatılmasıyla ve uzun süre bekletilmesiyle elde edilir.
Hatip ebrusu, Ayasofya cami hatiplerinden Mehmet Efendinin ıslah ettiği ve kendi adıyla anılan ebru tarzıdır. Hafif zemin ebrusu üzerine biz yardımıyla tüm yüzeye eşit aralıklarla iç içe konulan boyalara hareket verilerek motifler elde edilmektedir.
Çiçekli ebrular, ebru sanatında çiçekler bu sanatın imkanları dahilinde yapılır. Çiçekler tekneye usluplaştırılarak yansıtılır.
Akkase ebru, aynı kağıda birden fazla ebru alınarak yazı veya desen elde edilen ebru çeşididir.
Dalgalı ebru, ebrunun kağıda alınması sırasında oluşturulan bir türdür.
Ebru ve ebruculuk hk. detaylı bilgi için bkz.
|
|
|
|
|
Kaynak:Fuat Başar- Yavuz Tiryaki, Türk Ebru Sanatı, İstanbul 2000 Ö.Faruk Dere, Ebru Sanatı, İsmek,İstanbul (tarihsiz) Hikmet Barutçugil, Renklerin Sonsuzluğu, İnfinity of Colours, İstanbul 1999 Hikmet Barutçugil, Siyah Beyaz Ebru, İstanbul 2005 Hikmet Barutçugil, Suyun Renklerle Dansı, İstanbul 2001 Hikmet Barutçugil, Ebru Sanatımız, Osmanlı 11, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999 Ahmet Çoktan, Türk Ebru Sanatı, İstanbul 1992 Uğur Derman, Türk Sanatında Ebru, İstanbul 1972 Uğur Derman, Osmanlıların Renk Cümbüşü: Ebruculuk, Osmanlı 11, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999 Jane Easton, Marbling: a History and Bibliyography, Los Angeles 1983 Peyami Güler, Ebru, İstanbul (tarihsiz) Rosamond Loring, Decorated Book Papers, Being an Account of Therr Desing and Fashlons, Cambridge 1942 Taşkın Savaş, Ebru Sanatı, İstanbul 1980 Nedim Sönmez, Ebru-The Turkish Art of Marbling, İstanbul 1985 Turan Türkmenoğlu, Sudaki Nakış, Ebru, Marbling Paper, İstanbul 1999
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
› İlgili kategoriye ait ürünler
Ebru
Ebru |
|
› Bunları biliyor musunuz?
|
|