anasayfa kategoriler idesözlük müze rehberi köşe yazıları sunumlar amacımız bize ulaşın
Köşe yazıları
Prof. İsmail Öztürk
El Sanatı (Zanaatı) Ve Sanat Kavramları I

 

Sanat, gözlemci, izleyici ya da alıcı olmadan, bir başka deyişle sanat olgusu, gözlemcinin beğenisi olmadan var olamaz. Bu da sanat eseri olarak nitelenen ürünün, toplumsal istek ve gözlemcinin bağlı olduğu, onun beğenisini biçimlendiren kültürel ortama göre şekillendirilmesine neden olur. Kültür ise, toplumsal yapıya göre dinamik bir olay olup, günümüzde, hızlı bir değişim süreci içindedir. Çağdaş değişim ve gelişime göre, toplumun duyarlığı her gün bir başka derinliğe iniyor, bir başka niteliğe bürünüyor. Bir zamanlar her türlü geleneksel verilerin kaynağı olan halk, kentleşme, iletişim ve ulaşım olanaklarının gelişmesi yanında, ekonomik koşulların aldığı yeni boyuta göre, kendisine yeni görüntüler vermekle yüzyüze kalıyor.

 

Toplumdaki bu gelişim, geleneksel kültürün (geleneksel yaşamın) ürünü olan ve günümüzde el sanatları olarak nitelenen, pek çok eşyanın işlevini, üretim biçimini değiştiriyor. Öyle ki, geçmişte geleneksel kültür gereği yapılan ister günlük kullanım eşyası olsun, ister törensel ve dekorasyon eşyası, ya da kitap sanatları diye bilinen el sanatları olsun artık günümüzde geleneksel kültürle eş anlamlı olamıyor.

 

Bu durumda, geleneksel Türk el sanatlarına, sadece geleneksel yaşamda kullanılan, geleneksel kesime dönük sanat demek doğru olmuyor. Çünkü, el sanatı adı altında düşünülen pek çok ürün, günümüzde geleneksel yaşam içindeki işlevi dışında, toplumun her kesimine, ulusal ya da uluslararası düzeyde hitap ediyor.

 

Son yıllarda endüstrileşmenin aldığı yeni boyutlarla iletişim devrimini yaşıyoruz. Anadolu insanı da bu değişimde nasıl yer alacağını öğreniyor. Daha çok görmenin değişimdeki payını yaşıyor.

 

Anadolu insanının, göçebelikten yerleşik yaşama geçerken kazandığı yeni değerlerle oluşturduğu kültürü, günümüzde yaşamını derinden etkileyen yeni bir yer değiştirme süreciyle yüz yüze gelmiştir. Köyden kente göç ve kentsel yaşamın gereklerinin gözsel olarak iletişim araçlarıyla topluma ulaştırılması, geleneksel kesimin insanına tüketmeyi öğretiyor. Eskiden halkın kendi kendine yetmeye çalışan tavrı dolayısıyla, yaşamında kullanılmak üzere üretilen pek çok maddi kültür ürünleri (el sanatları), eski işlevlerini yitiriyorlar. Bu da, üreten, kendi kendine yetmeye çalışan, göçebelikten yerleşik yaşama geçerek yeni bir görünüm kazanan Anadolu insanını, hemen evrensel kültür üreten toplumun üyesi yapmıyor. Anadolu insanının böyle bir gelişimde, bilgi ve görgü sınırlarının nerede başlayıp bittiği, geleneksel yaşamında ne gibi bir ödünle bugünkü görünümünü aldığını hemen söylemek güçtür. Ancak, yeni ile eski arasındaki ilişkiler, geleneksel Türk el sanatlarının karşısına yeni gözlemciler, yeni tüketiciler çıkarttığı bir gerçektir. Bu yeni gözlemci ve tüketiciler, kırsal kesim insanının geleneksel Türk el sanatlarına bakışından farklı ve esnek bakan bir kesimi oluşturuyor. Işte bu iki farklı görüş ve bugünkü ekonomik ve toplumsal düzende Türk el sanatları da yeni görünümler kazanıyor.

Sanat Kavramı Üzerine

Sanat kelimesi karmaşık çağrışımlar yapan bir kelimedir. Bu kelime ilk bakışta, güzel sanatlar, süslemecilik, mimarlık, nakkaşlık, heykeltraşlık, ressamlık, atelye, uslup, eser gibi kelimeleri çağrıştırır. Aynı kelime ülkemizde bir başka anlamda, askerlik sanatı, güzel konuşma sanatı gibi iyi yapılan iş karşılığı kullanılmaktadır.

Sanat, halkın geniş kesimince özetle ‘güzel olan, hoşa giden şey’ olarak tanımlanır. Bütün bunlar gösteriyor ki; insan yarattığı işi, eseri, yüceltmek, onu güzel, gelişmiş ve etkileyici kılmak için sanat kelimesini kullanıyor. Bir başka deyişle sanatın ayırıcı özelliklerden biri, onun günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olmasıdır.

Bir kaynakta (1) "Loncaların yerini akademilerin almasıyla, ilk defa italya'da mekanik becerilerden resim, heykel ve mimarinin Vasari'nin* deyimiyle en güzel sanatlar düzeyine ulaştıkları, bunların dışında kalan tüm el becerilerine (sanatlarına) de mekanik niteliklerinden ötürü çok daha aşağıdan bakılmaya başladığını fark ederiz ... Bu garip ayrım, sanat-zanaat ya da, güzel-faydalı ikiliğinin kaynağını oluşturur" diyerek sanata yüklenmek istenen içerik açıklanmaya çalışılıyor.

 

Aslında biçim verme endişesi bütün sanatlarda ortaktır. Ayrım biçim verilen malzemededir. Sözgelimi; heykel, taşa, çamura, ahşaba, metale vb. şekil verirken, edebiyat sözlere biçim verir.

 

Endüstrileşen toplumda, biçim verilen ve plastik sanatlar olarak nitelenebilen dalda, güzel sanatlar ve endüstriyel sanatlar diye iki sanat grubundan söz edilebilir. Ancak bu ayrımı yaparken her iki grubunda bugün güzel sanat kapsamında ele alınmasına karşın, endüstriyel, üretimin bütünüyle dışlanması da doğru olmasa gerek.

 

Teknik bir süreç sonunda ortaya çıkan, yüzlerce benzeri üretilen eşyalar sanat eseri olarak nitelendirilmiyor. Ancak ürünün tasarım aşamasını, sanatçılar gerçekleştiriyor. Bu nedenle, otomobil, daktilo makinesi, ayakkabı gibi eşyaları üreten sanatlara "endüstriyel sanatlar" deniyor.

 

Güzel sanatlar dışında kalan, el emeği yoğun çalışma yapılan kunduracılık, marangozculuk, bakırcılık gibi meslek dalları için "zanaatkarlık" terimi kullanılmaktadır. Küçük çaptaki işliklerde, usta-çırak ilişkisi içinde üretim gerçekleştiren bu beceri, fabrika düzeyinde gerçekleştiğinde ortaya endüstri olgusu çıkmaktadır.

 

Bilim, sanat ve teknik, günümüz insanının çeşitli çalışma ve yaratma alanlarıdır. Bu dalların birbirleri ile ilişkisi ya da ayrıldıkları yönler üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu konuda bir kaynakta (2) özetle şu bilgilere yer verilmektedir; ‘’Bilim, yalın ve katı gerçeği arar. Bu nedenle bilimde ayıp yoktur. Bilim ne ahlaklı ne de ahlaksızdır. Belki ahlak ötesidir. işte gerçeklik yargılarıyla, değer yargıları arasında çoğu zaman görülen çelişme ve çatışma bu yüzdendir. Teknik ise, bilimin katı gerçeğini yumuşatıp, günlük yaşamın araç-gereçlerine uydurur. 20. yüzyıl insanının dünya görüşünün oluşmasında, tekniğin sağladığı koşullandırmanın payı küçümsenebilir mi?

Sanata gelince, o, bilim ve teknikten çok daha başka bir amacın ardında koşmakta, güzeli ve yeniyi araştırmaktadır. Güzel ve yeni ise, ne bilimin aradığı gerçek ve doğruya, ne de tekniğin aradığı yararlı ve kullanışlıya hiç benzemez. Özgünlük ve değişikliğin ağır bastığı yanıyla, onun yapısı ve dokusu bambaşkadır.

Konu, bu açıdan işlendikçe, ... Bazı gerçekleri de gün ışığına çıkartıyor. Teknolojinin amaçladığı kullanışlıyı, sanatın amaçladığı güzelle bağdaştırma çabaları -industrial design- ya da belki daha uygun bir deyimle -esthetique industrielle- adı verilen alanı oluşturuyor"

 

Sanat kavramı gerek tanımı, gerek kapsamı, gerekse sınıflandırılması açılardan tarihsel gelişimi içinde çağa ve yere göre değişik yorumlara uğramıştır. Belirli dönem ve toplumların dünya görüşleri uyarınca içeriklenen bu yorumlar, günümüze özgü geniş ve toleranslı bilimsel ve sanatsal anlayışın etkisinde sanat kavramını geniş bir paydaya bağlanmaktadır. Bu da bir çok çalışmayı sanat kelimesi ile nitelemeye yol açmaktadır.

 

1.Bülent Özer, 2000 yılına doğru Sanat Kavramının Tarihi ve Kapsamı, İstanbul DGSA Yayını II, 1977

*Giorgio Vasari (1511-1574 Floransa)Michelagelo gibi çağının önde gelen sanatçılarıyla tanışan, sanatını geliştiren, roma Vatikan ve Floransa’da bir çok sarayın duvarlarını fresklerle süsleyen bir sanatçı yazar.

2 Prof. Safa Erkün: Teknotronik Çağda Sanatın Yapısı 2000 Yılına Doğru Sanatlar Sempozyumu Bildirileri. Istanbul 1977

İsmail Öztürk, Geleneksel Türk El Sanatlarına Giriş, Dokuz Eylül Ünv. Yayınları, İzmir 2003

 

› Köşe yazıları
TC Kültür ve Turizm Bakanlığı / Ministry of Culture and Tourism
UNESCO'nun Türkiye'deki ''Dünya Miras Alanları'' Listesi
Sayit Hidayetoğlu
Assos (Behramkale) ve Filozofları
Kutlay Doğan
Müzecilik
Türkiye Seramik Federasyonu
Türk Seramikleri
Muhittin Serin
ABD'deki Bazı Kütüphanelerde Bulunan İslam El Yazma Eserleri
Aktüel Arkeoloji Dergisi
Osman Hamdi Bey
Prof. Önder Küçükerman
'Beykoz' Camları Kimliği
Nalan Yılmaz
Tasarım Sanat mıdır?
Doç.Dr.Rüstem Aslan
Mitoloji ile Arkeolojinin Buluştuğu Yer - TROY
Prof. İsmail Öztürk
Etnografya Müzeleri
Prof. İsmail Öztürk
Koruma Kültürü
Doç Dr Sabri Çakır
Folklor ve Etnografya Kavramları
Prof. İsmail Öztürk
El Sanatı (Zanaatı) Ve Sanat Kavramları I
Prof.İsmail Öztürk
EI Sanatı (Zanaatı) Kavramı Üzerine II
Prof. İsmail Öztürk
El Sanatlarının Günümüzdeki Sorunları Ve Öneriler
Dr.Mehmet Yardımcı
Geleneksel Kültürümüzde Taş
Birsen Malkoç
Tüm hakları saklıdır. © 2024 idesanat.com
Önemli Bilgiler
1. İçeriğimizi başka bir sitede paylaşıyorsanız, lütfen kaynak belirtmeyi unutmayın, ilginize teşekkür ederiz.
2. Sitemizde bulunan bir içeriğin telif haklarına veya yasalara aykırı olduğunu düşünüyorsanız lütfen bize bildirin.